Küçük böbrek tümörü, sıklıkla rastlantısal olarak saptanan 4 cm ve daha küçük olan böbrek tümörlerine verilen isimdir(Resim1). Bu tümörlerden boyutu 1 cm’den küçük olanların ancak %20 si kötü huylu iken tümör boyutu 4 cm’e ulaştığında tümörün kötü huylu olma ihtimali %80’e ulaşır. Hastalık sıklıkla rutin kontroller sırasında yapılan radyolojik görüntülemelerde saptanır. Bununla birlikte hastalar tümörün boyut ve yerleşim yerine bağlı olarak yan ağrısı, idrardan kan gelmesi gibi şikayetlerlede başvurabilir.
Tanısında ultrasonografi, kontrastlı tomografi ve magnetik rezonans görüntüleme kullanılmaktadır. Bu görüntüleme yöntemleri sonucunda tümörün iyi huylu yada kötü huylu olduğu yönünde bir kanaate varılır. Ancak şunu unutmamak gerekir ki hiçbir görüntüleme yöntemi tümörün iyi huylu yada kötü huylu olduğunu kesin olarak belirleyemez. Bazı merkezlerce arada kalınan durumlarda kitleden ultrason eşliğinde biyopsi alınması önerilebilmektedir. Ancak biyopsi sonrası tümörün yayılma ihtimali, biyopside alınan örneğin tanı için yetersiz gelme ihtimali ve biyopsi işlemine bağlı kanama enfeksiyon gibi riskler göz ardı edilmemelidir.
Küçük böbrek kitlelerinin altın standart tedavisi böbreğin korunarak sadece tümörün çıkartılması (parsiyel nefrektomi )dır. Parsiyel nefrektomi operasyonu açık, laparoskopik yada robot yardımlı uygulanabilir(Resim 2). Günümüzde sıklıkla tercih edilen teknikler laparoskopik ve robotik parsiyel nefrektomi teknikleridir.Hem laparoskopik parsiyel nefrektomi, hemde robotik parsiyel nefrektomi açık cerrahiye göre daha iyi kozmetik görünüm, daha az ağrı ve daha az hastanede yatma gibi birtakım avantajlarına sahiptir. Laparoskopik parsiyel nefrektominin kısıtlayıcı tarafı ileri düzey laparoskopi deneyimi gerektirmesi iken robotik parsiyel nefrektominin kısıtlayıcı tarafı ise operasyon maliyetlerinin laparoskopik parsiyel nefrektomiye oranla yüksek olmasıdır.