Şikayeti olmayan, sadece görüntüleme yöntemlerinde prostat büyümesi saptanan hastaların ise sadece takip edilmesi yeterlidir. Prostat büyümesi ve beraberinde şikayetleri olan hastalar tedavi için uygun adaylardır.
BPH tedavisinde ilaç uygulamaları: BPH yakınması olan hastalara prostat büyüklüğüne ve şikayetlerin derecesine göre öncelikle ilaç tedavisi denenmektedir. Bu grup içerisinde fitoterapotikler, alfa blokörler
ve 5-alfa redüktaz inhibitörleri bulunmaktadır. İlaç tedavisi kolay uygulanabilir ve etkin tedaviler olmakla birlikte sürekli kulanım gerektirmeleri ve bir süre sonra yetersiz gelebilmeleri olumsuz taraflarıdır.
Fitoterapotikler genç yaşta hafif şiddette şikayetleri olan hastalarda kullanılabilmektedir. Etkinlikleri alfa blokörler ve 5 alfa redüktaz inhibitörlerine oranla daha zayıftır. Yan etki olarak barsak hareketlerini
artırmakta ishale neden olabilmektedir.
BPH medikal tedavisinde en sık tercih edilen ilaç grubu alfa blokörlerdir. Alfa blokörler içerisinde alfuzosin, tamsulosin silodosin vs birçok molekül bulunmakta olup klinik başarı anlamında aralarında
bir fark yoktur. Tansiyonu düşüklüğü ve ilişki sonrası meni gelmemesi gibi bazı yan etkileri vardır. Hasta ile bu yan etkiler paylaşılarak tedavinin hastaya göre kişiselleştirilmesinde yarar vardır.
Özellikle 60-80 gramın üstünde prostat büyüklüğüne sahip ve hafif-orta diye sınıflayabilecek şikayetleri olan hastalarda alfa blokör tedavisine ek olarak 5 alfa redüktaz inhibitörü başlanabilir. Yine tedavisinin
süreklilik arz ettiği ve erkeklik hormonu baskılanmasına bağlı cinsel isteksizlik yan etkisinin olduğu bilgisi hastayla paylaşılmalıdır.
BPH Tedavisinde Cerrahi Seçenekler: İlaç tedavisine ragmen şikayetleri gerilemeyen, ya da sürekli ilaç kullanmak istemeyen, şiddetli semptomları olan hastalarda cerrahi seçenek düşünülmelidir.
Günümüzde prostat cerrahisinden %95’in üzerinde endoskopik (kapalı) ameliyat teknikleri kullanılmaktadır. 100-120 grama kadar prostatlar da endoskopik yolla işeme kanalından girilerek prostatın çıkartılması
(monopolar, bipolar, plazmakinetik vs.) tercih edilmektedir. Herhangi bir ameliyat kesisinin olmaması, daha hızlı iyileşme ve normal yaşantıya dönme avantajları mevcuttur(Resim)
Lazer prostatektomi özellkle kan sulandırıcı kullanımının zorunlu olduğu hastalarda tercih edilebilen bir tekniktir. Standart TUR-P işlemlerine göre daha yüksek maliyetli olması ve patolojik inceleme için
doku alınamaması olumsuz noktalarıdır.
Daha büyük prostat boyutlarında ve özellikle büyük boyutlu mesane taşı, mesane divertikülü gibi ek cerrahi girişimlere ihtiyaç olan durumlarda ise prostatın tek parça halinde çıkartılması (açık ya da laparoskopik
olarak) tercih edilmektedir. Laparoskopik adenomektomi endoskopik yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda açık prostatektomiye alternatifi olarak ortaya çıkmıştır. Laparoskopik adenomektomi de karın zarı ile
karın duvarı arasından (preperitoneal alan) kamera ve çalışma aletleriyle girilerek açık cerrahi esaslarına uygun olacak şekilde prostat tek parça halinde çıkartılmaktadır. Cerrahi basamakları açık cerrahi ile
benzer olmakla birlikte hastaya operasyon sonrası daha az ağrı hissi olması, daha az hastanede kalması, daha erken normal hayata adaptasyon sağlaması ve daha kozmetik görünüm avantajı vardır.
Plazmakinetik TUR-prostat